ALMANYA’DA PAZAR GÜNLERİ

Almanya’da pazar günlerinin olmazsa olmazı pazar gezisi ve dışarıda yapılan kahve-pasta keyfidir. Havanın soğuk, yağmurlu, karlı olması bile bu ritüeli engelleyemez.

Bugün ben de her ne kadar gerçek bir Alman olmasam da, Alman pasaportu taşıyan bir yurttaş olarak, görevimi yaptım: Önce bir yeşil alanda yürüyüş, ardından kent merkezindeki güzel bir mekânda kahve içtim.

Kahvemi içerken çevremdekilere bakıp düşüncelere daldım: Dünyada doğal felaketler, savaşlar, ekonomik ve siyasi nedenlerle binlerce yıldır bir ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya göç etmeyi sürdürüyor. Tabii bu durum kişisel ve toplumsal bir yığın sorunları, çatışmaları hatta felaketleri de birlikte getiriyor.

Fakat, bir şekilde göç etmek istediği “masal ülkesi”ne ulaşmayı başaranlar, pek zorlanmadan doğaya ve iklime uyum sağlıyor. Ekvatorlu bir siyahi Norveç’te dört mevsim yaşayabiliyor. Ancak iş toplumsal yaşama “uyum” sağlamaya gelince, işler sarpa sarıyor.

Biz Anadolu’dan gelenlerin Almanya’ya göçü çoktan yarım asrı aştı. Son iki kuşağın büyük çoğunluğu burada doğdu, burada büyüdü ve büyük bir ihtimal burada yaşlanacak, burada ölecek.

Yine de bu memleketin sosyal yaşamına, ahlaki normlarına, kültürüne, insani ilişkilerine, özgürlüklerine uymakta zorlanacaklar ve oluşturdukları “paralel” bir dünyada, kendi kurallara göre yaşayacaklar, burayı hâlâ “gurbet” olarak algılayarak, başarısızlıklarının, mutsuzluklarının suçunu Almanya’ya ve Almanlara yüklemeyi sürdürecekler.

Mevlüt Asar..

About the author

Related