BAĞIŞIKLIK MÜHENDİSİ

“Ben kendimi ‘bağışıklık mühendisi’ olarak görüyorum” diyor Prof. Dr. Uğur Şahin.

Kendisi gibi bir bilim insanı olan eşi Dr. Özlem Türeci ile birlikte Almanya’nın Mainz kentinde kurdukları BiobaNTech, pandemi öncesinde kanseri yenmeyi hedefleyen araştırmaların önemli merkezlerinden biriydi.

Şimdi ise buna paralel olarak Covid-19 salgınıyla mücadelenin öncüleri arasında yer alıyor. Bağışıklık sistemini insanları hastalıklardan koruyacak ya da bu hastalıkların etkilerini azaltacak şekilde güçlendirmeyi hedefliyorlar.

Dünyada Covid-19 tedavisinde kullanmak üzere 150’nin üzerinde aşı araştırması yürütülüyor. Prof. Şahin ve ekibi, bu alanın en önlerinde…

Prof. Şahin, birkaç gün önce Frankfurter Allgemeine Sonntagzeitung’ta yayınlanan söyleşide, temmuz ayından bu yana 30 bin deneğin katılımıyla sürdürülen araştırmalarda hedefe yaklaştıklarını, ekim ortasına kadar denek sayısının 44 bine çıkaracaklarını açıkladıktan sonra şöyle demişti: “Ekim sonu ya da kasım başında ‘etkin bir aşımız var’ diyebilmek için elimizde yeterli veri olacak.”

Bu yayından bir gün sonra BioNTech’in Covid-19 aşısı olan BNT162b2’nin üretimi için Avrupa İlaç Ajansı’na (EMA) ruhsat başvurusu yapıldığı açıklandı. EMA’nın kontrollerinin ne kadar süreceği belli değil, ancak her şey yolunda giderse yılsonuna doğru aşı üretimi başlayabilir.

BioNTech, bir yandan da milyonlarca doz aşıyı üretmek için hazırlık yapıyor. Bu amaçla, bir süre önce salgın hastalıklarla mücadelenin tarihinde çok önemli bir yeri olan Marburg’daki Behring İlaç Fabrikası’nı devraldı. Nobel Tıp Ödülü’nün ilk sahibi Prof. Emil von Behring tarafından 1904’da kurulan ve insanlığın difteri ve kuduzla mücadelesinde dönüm noktasının yaşandığı yer olarak bilinen tesisler, şimdi de Covid-19 aşısının üretileceği en büyük tesisi olmaya hazırlanıyor.

Ruhsatın verilmesi halinde yıl sonuna kadar 100 milyon doz aşı üretilmesi öngörülüyor. Tabii bu miktar 6-7 ay içinde 35 milyon kişiye bulaşan, 1 milyondan fazla insanın yaşamını yitirmesine neden olan virüsle mücadele için çok küçük bir rakam.

Pandemiyle mücadelenin başarılı olabilmesi için milyarlarca doz aşının üretilmesi gerekiyor. BioNTech’in tüm üretim tesislerinde 2021 yılı sonuna kadar üretmeyi planladığı aşı dozu 1,3 milyar olarak biliniyor. Bir kişiye iki doz aşı gerekeceği dikkate alınırsa, BioNTech’in Covid-19 aşısı, önümüzdeki yıl sonuna kadar 650 milyon insana ulaşabilecek.

Yani pandemiyle mücadelenin başarılı olabilmesi için dünyanın başka yerlerindeki “bağışıklık mühendisliği” projelerinin bir bölümünün daha başarılı olması gerekiyor.

***

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan ‘Almanya’nın en zenginleri’ listesinde Prof. Dr. Şahin 93’ncü sıradaydı. Servetinin değerinin 3,9 milyar doları bulduğu belirtiliyor. Doğal olarak bu nedenle Almanya’daki en zengin 100 kişi arasında bir Türk’ün de bulunduğu” bilgisi haberlere konu oldu.

Bu arada ruhsat başvurusu haberleri, BioNTech’in hisse senetlerini yüzde 6 oranında arttırdı. Yani Prof. Şahin’in sıralamadaki yerinin yukarıya doğru değiştiğini söylemek yanlış olmaz.

Peki, insanlığın şimdiye kadar karşılaştığı en korkunç salgınlardan biriyle mücadelesine adını belki de “kurtarıcı” olarak yazdıracak bu bilim insanın kim?

***

Gelin daha şimdiden adını bu ülkenin dünya tıp tarihine armağan ettiği Emil Behring (1901 Nobel Tıp Ödülü), Paul Ehrlich (1908 Nobel Tıp Ödülü) gibi parlak isimlerin yanına yazdırmış olan Türkiye kökenli bu bilim insanını daha yakından tanımaya çalışalım…

Uğur Şahin’in babası, 1960’larda Türkiye’den Almanya’ya işgücü göçü başladığında ilk gelenlerden.

İskenderun’da 1965’te doğan Uğur Şahin, dört yaşındayken annesiyle birlikte, Köln’deki Ford Otomobil Fabrikası’nda çalışan babasının yanına geldi.

Küçük yaşlardan itibaren bilimsel çalışmalara ilgili olan Şahin’in, kanser tedavisinin öncü isimlerinden Prof. Paul Erhlich’i örnek aldığı biliniyor. Köln Üniversitesi’nde tıp eğitimi aldıktan sonra çeşitli üniversitelerde kanser üzerine araştırmalar yapan Şahin, bu arada Hagen Üniversitesi’nin matematik bölümünü de bitirdi.

1999’dan itibaren Mainz Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan ve bağışıklıkla ilgili araştırma bölümlerinin yöneticiliğinin yanı sıra, tıp fakültesinde öğretim üyeliğini de yürüten Prof. Şahin, 2008 yılında eşi Dr. Özlem Türeci’yle birlikte BioNTech’i kurdu.

Burada içinde eşinin de yer aldığı ekibiyle meme, kalın bağırsak, akciğer, prostat, pankreas ve deri kanserinin tedavisi için araştırmalarını sürdüren Prof. Şahin, korona salgınının pandemiye dönüşmesi üzerine bu alana da yöneldi. Almanya’da aşı çalışmalarını kontrol ve koordine eden Paul Ehrlich Entitüsü’nün onayıyla BNT162b2 adını verdikleri aşıyla ilgili araştırmalara başladı.

Çok büyük bütçeler gerektiren bu çalışmaları yürütmek için Pfizer gibi ilaç sektörünün devi ile ortaklığa giden, Gate Vakfı’yla işbirliği içinde olan Prof. Şahin, konuyla ilgili tüm açıklamalarında pandemiyi “tüm insanlığın ortak sorunu” olarak görmek gerektiğini ve bulunacak çözümlerin de tüm insanlığın hizmetine adil bir biçimde ulaştırılması gerektiğini vurguluyor.

Hayatını paylaştığı Dr. Özlem Türeci de BioNTech’in yöneticiliğinin yanı sıra, Avrupa çapında faaliyet yürüten Kanser Bağışıklığı Derneği’nin (CIMT – Association for Cancer Immunotherapy) başkanlığı gibi görevleri üstlenmiş bir bilim insanı.

Göçü “tüm sorunların anası” olarak gören ve göstermeye devam eden bir politikacının federal hükümette içişleri bakanı olarak görev yaptığı Almanya’dan ilginç bir göç biyografisi, öyle değil mi?

(08.10.2020 tarihinde Birgün’de yayınlanmıştır)

Gürsel KÖKSAL..

About the author

Related