BOZKURT: TÜRKİYE MODERN TARIMA GEÇMELİ

Metin ES / DORTMUND

ALMANYA’da Dortmund kentinde yaşayan ve Frugt Jager Şirketi’nin sahibi olan Mehmet Akif Bozkurt, Türkiye’nin modern tarıma geçmesi gerektiğini belirterek, „yeniden yapılanma şart“ dedi.

1995 yılında üniversite öğrencisi olarak Almanya’ya yerleşen Mehmet Akif Bozkurt, hallerde işçi olarak başladığı tarım sektöründe büyük aşamalar kaydederek, kurduğu şirketinin Alman ekonomisine büyük katkı sağladığını söyledi.

Ticaret uzmanlığı yapan Bozkurt, değişen tarımın önemine dikkat çekerek şunları dile getirdi:

Avrupa Birliği kapılarını açtıktan sonra sistem değişikliği oldu. Çiftçiler mallarını Avrupa’nın her ülkesine gönderebiliyordu. Ancak malını garanti edemiyordu. Bu alanda bir boşluk gördüm ve çekirdekten yetiştiğim işe kafa yordum. Küçük bir kooperatif kurduk. Müşteri ve çiftçi ne istiyor. İşçisinden fidesine, paketlenmesine kadar her alanıyla plan yapıyoruz. Üreticiyle tüketicinin buluşmasını sağlıyorum. Bunun için çeşitli sertifikalar gerekli. Hem üretimi, hem de satışı artırmada başarı sağladık. Örneğin 60 ton olan aha dudu üretimini 600 tona çıkarttık. Münsterland, Niedersachsen ve NRW eyaletinin bir çok kentinde çiftliklerle birlikte çalışmalarımız devam ediyor. Şimdi çilek ve kuşkonmaz dönemi başladı“

TARIM DÜNYA’DA BÜYÜK ÖNEM KAZANDI

Dünya’da kendine yetebilen 5 ülkeden bir olan Türkiye ne yaptı ki, samanı ithal eder duruma düştü“ diyen Bozkurt, „esas sorgulanması gereken nokta budur“ ifadesini kullandı. Bozkurt, „ Özellikle bu korona salgını döneminde tarımın ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Örneğin Rusya, üretiminin fazlasını pazarlarken kısıtlamaya gitti. Çünkü dünyada bir belirsizlik var. Günümüzde artık her ülke asgari tarım ihtiyacını karşılamak zorunda. Bunun için özellikle Türkiye bütün tarım politikasını yeniden gözden geçirmesi gerekir“ dedi.

TARIMDA REFORM GEREKLİ

Türkiye’nin hala klasik tarımda kaldığını belirten Elbistanlı Mehmet Akif Bozkurt, „Almanya’nın tipik bir sanayi ülkesi iken, tarım ülkesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Burada çiftçiler 5 yıl sonranın planlamasını yapıyor. Şayet Türkiye tarımda ithal etmekten kurtulmak istiyorsa klasik tarımdan vazgeçmeli ve etraflıca bir reform gerekli.

Kendi üretimini ancak modern tarımla gerçekleştirebilir. Aslında bu sorun yeni değil. 15 yıl öncesinden başlayan bir sorun.

Modern tarıma geçmek için;

Planlı bir üretim şart. Girdi maliyetlerini kontrol edecek bir mekanizma şart. Türkiye’de işlevini kaybetmiş kooperatif sistemini gözden geçirmesi şart. Üretimin kontrolü dışında, piyasa analizi gerekli. Devletin sahip olduğu tarım kurumları yeniden yapılandırılmalı. Daha da önemlisi ülkede tarım anayasası yani derhal bir reform şarttır.

Avrupa’da tarımda Hollanda ve Almanya’yı İspanya ve İtalya takip ediyor. Son dönemlerde ise Balkanlar hızla ilerliyor. Çünkü tarıma önem veriyorlar.“ dedi.

Birlikte çalıştığı 6 büyük çiftlikten biri olan Werne kentindeki Hof Schulze Blasum Çiftliği kuşkonmaz, mısır, yeşil fasülye ve çilek üretimi yapan Mehmet Akif Bozkurt ve çiftliğin sahibi Johannes Laurenz ile birlikte tarlaları inceledik. Ailece çiftçilik yapan Johannes Laurenz, Türk müşterileri için yeşil fasülye, şeker mısırı ürettiklerini söyledi.

TÜRKLER KALİTEYE ÖNEM VERİYOR

Alman hallerinde Türk satıcıların arttığı belirten Laurenz, „Almanlar ucuzluğa, Türk müşterilerimde kaliteye önem veriyor. Koronadan ötürü sıkıntılı günler yaşıyoruz. Devletin siyaseti tarım sektöründe pek iyileştirici değil. Halkımızda ucuzluğa bakıyor. Biz Almanya’da çok kaliteli ve devletin kontrolü çerçevesinde sağlıklı üretim yapıyoruz. Vatandaşların bizim üretimize destek vermesi gerekirken, dış ülkelerden gelen sağlıksız ve kalitesiz malı satın alıyorlar. Bu çok üzücü bir durum. Bu işimi dedem ve babamda yaptı. 35 yaşındayım ve işimi severek yapıyorum. Yeni teknikle hedeflerimizi büyüttük ve üretimi arttırdık. Avrupa en zengin ülke olmamıza rağmen dış ülkelerde gelen sağlıksız üretimi tercih etmek içimizi acıtıyor. Biz bunu hak etmiyoruz. Kapımız Türk müşterilerine her zaman açık, gelsinler üretimimizi yerinde görsünler“ dedi.

About the author

Related