DAYANIŞMA NEDİR, SÖZÜNÜ ETTİĞİMİZ, „LOBİ´nin ANLAMINI KAVRADIK MI?

Gönül istiyorki, sosyal yaşamımız ve kültürel çalışmalarımız içeren konuları yazarken birazda suya sabuna dokunmadan yazıyım. Düşünüyorum taşınıyorum olmuyor işte.

Aşağıda bahsedeceğim konuların, ülkemiz, „Türkiye“de nasıl çözüldüğünü bilmiyorum, aradan yarım asır geçti ama burada ikinci vatanımızda durum içler açıcsı. 

Ekmeği fırıncı, keresteyi odun tüccarı, kitabı kitapçının sattığını öğrendik ve herşeyin bir erbabı olduğunu biliriz. Sanat ve kültürün nerede temsil etildiğini pek bilmeyiz… Derneklerimiz var, iştahla kurulan derneklerimiz. Burada dernek kurmak mesele değil, beş kişi bir araya gelince bu işi hallederiz de sonunu başladığımız gibi getiremeyiz. Kurduğumuz dernekler zamanla başka ellere geçer ve kurulma amaçlarınında tamamen dışına bile çıkar. Bu derneklerden sade Kuzey Ren Westfalyada Kültür dernekleri kisbesi altında 3000 üzerinde kuruluş var. 

Almanya´ya göçün 60 ıncı. yıla giriyoruz, bu son yıllarda güzel çalışmalarıyla, Ruhr Veliler Birliği, Türkiye Öğretmenler birliği, Ren Eyaleti Öğretmenler birliği içlerinde en iyi çalışan kurumlardır. Toplumun yararlarına en iyi görevi yapan yöresel derneklerimizdendir. 

Bu yukarıda saydıklarım dışında evrensel çalışan derneklerimizde var. Örneğin, Kulturform Türki Deutschland, Stiftung Zentrum für Türkeistudien und Integrationsforschung, (Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı) Türkisch-Deutsche-Industrie- und Handelskammer Unternehmerverband e.V. (Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası) Türk-Alman Dostluk Federasyonu kısıtlı imkanlarına rağmenen başarılı çalışan kuruluşlarımızdır. Keşke dini temele bağlı, kuruluşlarımızda kültürel çalışmalarını biraz bir araya getirselerde çalışmalarını biraz evrenselleştirseler. 

Örneğin: Bir Kiliseye yahutta Synagoge´e (Havra)giderseniz orada kocaman bir kütüphaneyle karşılaşırsınız, konfrans salonları, atölyeler, kurslar ile kendi halkını sade dinde temsil etmez kültürelde yetiştirir. Malesef bu güzel açılım bizim dini kuruluşlarımızda gerçekleştirilemedi. Cami’lerde sade satılık dini kitaplardan başa kitap bulamazsınız, cem evlerinde ise tahmini 20 ila 100 kitaptan başka bulamazsınız, o da bir dolapta kitlidir, illaki okumak isterseniz anahtar kimde ise aramanız gerekir… Diğer kültürel çalışmalara gelince de amenna… 

Bunun yanında elit olan guruplarda vardır… Örneğin dişhekimleri, doktorlar, işadamları v.s. ki aralarına giremezsiniz. Bu guruplar sponsorlukta yapar ama kalıcı birşey bırakmamışlardır geride. Yapılan sponsorluklar geçici, kendi reklamları için yarar getirmenin dışına çıkmaz. Bunlar sanat ve kültür olaylarını sade dekorasyon olarak kullanır. Yöresel Dernekler, Politik Dernekler, Cami-i Dernekleri vesaire bir sürü dernek var fakat bunların sosyal yaşama katılımları sade kendi dört duvarlarıarasında kalır, büyük bir topluluğu aralarındaki nifah yüzünden gerçekleştiremez. 

Türkiye çıkışlı Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani hemşerilerimiz kendi aralarında diğer ülkelerden gelen aynı anlayıştan olanlarla birleşir, biz sosyal alanda bu birliği sağlayamayız. Politik görüşlerimize, dini görüşlerimize ve hatta ırk ayrımı yapar bir araya gelemeyiz, burada yaşar, aradan 60 yıl geçse bile buradakı haklarımızı korumaz, Türkiye´de nasıl devrim yaparız diye uğraşırız. Herşey nafile ve hala, „Akşam Türkiye´deyiz, sabah Almanya´da.

80’lı yıllarda 12 Eylül Cuntası kurbanlarının en yoğun sığınmacı akımını yaşadık. Paneler, okumalar, kültür geceleriyle bu kişiler desteklendi. Çalışma, ekonomik sıkıntılarına imkanlar, çözüm yolları arandı. Bu çalışmalara hem sanatçı olarak hemde konuşmacı olarak katıldım. Her panelin sorular ve teklifler kısmında, „Lobi kuralım“ sözcüğü gelirdi. 

Ne yazık dinleyicilerimiz Lobi´nin ne demek olduğunu bilmiyorlardı. Ve bir gün sahnede oturan tanınmış şair ve yazar arkadaşımızdan aynı konu dile getirilince, patladım.

Lobi, dayanışmadır, destektir, gönüllü olarak toplumunun bu ögelerinde birleşmesini sağlamak ve sanatsal kültürel, sosyal politik açıdan haklarını korumaya fahri olarak katkıda bulunmaktır. Başkalarınında kültürel görüşlerine sağı götererek, ülkenden getirdiğin kendi duygu ve düşüncelerinin istismarına boyun eğmemektir. Ve bu yöndeki çalışmalarını desteklemektir… Gönüllü olarak toplumun bütün kuruluşları bu emelde bir araya gelir kendi haklarını korumakta bir ağızdan hem fikir olursa buna LOBİ çalışması denir“. 

Burada din, politik görüş, ırk ve benzeri konu yapılmasa denilen amaca ulaşılmış denebilir. Bu sade kısa bir açıklaması ve lobi dernek değildir. 

İsmail Çoban

About the author

Related