DÜNYANIN SAHİBİ OLMADIĞIMIZI TORUNLARIMIZ ANLAYACAK

Gelecek kuşaklardan ödünç aldığımız bu güzelim gezegenin, doğasının yağmalanıp ekolojik dengesinin altüst edilerek, sonunda yaşanmaz hale gelecek olmasının iki büyük suçlusu olacaktır: Birincisi her şeyi sömüren ve tüketen kapitalizm. İkincisi de insanı “öteki dünyada cennet” vaadiyle uyutarak bu dünyaya yabancılaştıran monoteist dinlerdir. Biz bunun farkına varıp dünyanın sahibi olmadığımızı anlamadık, fakat torunlarımız bunu er yada geç anlayacak.

Eğer insanoğlu bunu nihayet anlayıp, acil ve radikal önlemler, dönüşümlerle, Dünya’yı “kurtarmazsa”, Dünya kendisini hem insandan hem onun yanlış inancından hem de kurduğu yanlış düzenden kurtaracaktır. İnsanın yeryüzünden yok olmasından itibaren:

– 24 ile 48 saat içerisinde ışık kirliliği sona erecek
– 3 ay sonra, hava kirliliği azalmaya başlayacak
– 10 yıl sonra atmosferdeki metan gazı yok olacak
– 20 yıl sonra, yolları ve köyleri otlar kaplayacak, genetik müdahalede bulunulmuş bütün tahıl ürünleri hepten ortadan kalkacak
– 50 yıl sonra, bütün deniz canlıları kendine gelecek, soyu tükenen canlılar tekrar üremeye, çoğalmaya başlayacak
– 50 ile 100 yıl sonra kentler, tamamen otlarla örtülecek
– 100 yıl sonra kereste mamulü yapıların yerlerinde yeller esecek
– 100 ile 200 yıl sonra köprülerin hepsi yıkılacak
– 200 yıl sonra metal ve cam yapılar çökecek
– 250 yıl sonra barajlar yıkılacak
– 500 yıl sonra Mercan Kayalıkları iyileşecek
– 500 ile 1000 yıl sonra, Yer Küre’nin dört bir yanına dağılmış durumdaki inorganik çöpler yok olacak
– 1000 yıl sonra, beton, taş ve tuğla yapıların büyük bir kısmı yıkılacak. Karbondioksit oranı, endüstrileşme öncesi dönemle aynı değere geri dönecek
– 50 bin yıl sonra , cam ve plastik madde kalıntılarının büyük bir kısmı yok olacak
– 50 bin yıldan sonra, insanoğluna ait kalıntılar, ancak arkeolojik kazılar sonucu (artık kimler yapacaksa) ortaya çıkabilecek
– 200 bin yıl sonra , insanoğlunun ürünü kimyasal ürünler yok olacak
– 2 milyon yıl sonra nükleer atıklar, ancak ortadan kalkacaktır.

Mevlüt Asar

Not: Rakamlar, ODA TV’nin bir haberinden alınmıştır.

About the author

Related