FEMİNİZM IRKÇILIĞA DA KARŞI

Devrim ERCAN/ KÖLN

Hiçbir sosyal hareket toplumdan, sosyolojik, siyasal, kültürel koşullardan bağımsız olarak gelişmiyor. Femizm de öyle. Gelenekselleşen 1 Milyar Kadin Dans ediyor eylemine Köln´de katilan göçmen kadinlara Feminist misiniz? Feminizm gerekli mi, diye sordum.

„Evet feministim. Zaman olarak evet ben artık feministim demedim. Yani kendi bilincinde feminist olmak benim için sadece kadın haklaını savunmak değil. Bütün insanlariın haklarını savunmaktır. Böyle etkinliklere devamlı katılıyorum çünkü önemli buluyorum“ diyor Özge.

Bir Milyar Kadın Dans ediyor, kadına karşı şiddetti protesto eyleminde dans eden genç kadinlardan Özge henüz 26 yaşında ve İngilizce Öğretmenlik ve Pedagoji Bölümünü bitirmiş. Mayısta stajyer öğretmenliğe başlayacak. Yeni nesil kız ve erkek öğrenciler ona emanet.
Ve Özge feminizmin gerekliliğini düşünüyor.

„Evet gerekli. Maalesef hala kadınlara karşı şiddet her yerde oluyor. Buna karşı hala bir şeye erişilmiyor. Türkiye´de de olsun Almanya´da da olsun. Buna karşı kadınlar sokağa çıkıyor. İnsanlar bilinçlendirilmek isteniyor. Kadınlar dövülüyor, kadınlar öldürülüyor. Kadınlar olmasa, dünya dönmez. Maalesef bunu önemseyenler fazla yok diyelim“ şeklinde düsüncelerini ifade eden genc öğretmen adayı Özge haklı.

Sosyologlara gore, sosyal olarak gelişmenin tek yolu, kadınlara daha fazla özgürlük verilmesiden geçiyor. Feminizm, ezme ve ezilme ilişkisi olan, ataerkil düzene karşı mücadele ediyor. Feminist olmanın yalnız yaşamak, erkeklerden nefret etmek gibi koşulları yok..Aslinda Feminizm yalnizca bir adalet arayışı.

Feminizm. kadin-erkek eşitliğini savunuyor. Dolayısıyla da bunu savunmanın kadın olmak gibi bir zorunluluğu olamaz. Erkekler de tıpkı kadınlar gibi bu düşünceyi savunabilir, destekleyebilir, sorunların çözülmesi için çaba gösterebilir, diyor Köln´ün taninan ve sevilen psikologu Hamidiye Ünal.

„Evett, nedenini bilmediğim anlardan itibaren başlayan bir şey bu. Kadın olmaya sahiplenmeyle alakalı bende gelişen bir duyguydu. Çünkü erkek kardeşlerim vardı. Onlara karşı bir mücadele vermem gerekliydi. Evin işerisinde, sonra babamın koymuş olduğu yasaklar, sonra çevremdeki kadınların eşlerinin onlara koyduğu yasaklar, hatta erkek çocuklarının onlara koyduğu yasaklar ve zamanla kız evlatlarının bile annelerine dikkatli olmaları konusunda verdiği yasakları gördükçe araştırmaya basşladım.“ diyor Ünal.

Feminizmin gelişme sürecine kısaca göz atıldığında çıkış noktasının eşit bir dünya olduğuna ulaşılıyor.İlk ortaya çıktığı yıllardan beri de kölelik, eşit vatandaşlık hakları gibi konuların tamamında feministler yer almış. Ayrıca sınıf mücadelesi, ırkçılıga karşı mücadele önemli insan hakları konularının da gelişmesine katkı sağlamış feminizm. Hamidiye Ünal feminizme günümüzde de ihtiyaç olduğunu düşünüyor.

Hamidiye Ünal:„Elbette, yaşadığımız sürece, varolduğumuz sürece hiçbir ayrımın yapılmadığı bir toplumun varolması için, olabilmesi için kadınlar ve erkekler buna her anlamda sahip çıkmalı. Cinsiyet ayrımı yapılmadan, kadınlar da feminist olabilir, erkekler de feminist olabilir. Ve olmalılar da.“

Alanda dans eden kadınlardan, 52 yaşındaki Gönül Aras da feminizmin gerekliliği konusunda hemfikir.

Aras:“Evet, neden feminist olmayalım ki. Görüyoruz, Türkiye´de olsun, burda olsun, doğduğumuzdan beri bütün erkeklerin gücü. Baba, kardeş, koca, oğlan çocuğu bunların yaptıklarından dolayı tabi ki feministiz. Kadınların özgürlüğü elinden alınıyor, babası tarafından, kardeşi tarafından, kocası tarafından. Hakkımız yok, özgürlüğümüz yok. Ezilen biziz, dövülen biziz, sövülen biziz. Feministim!“

Alandaki kadınların pekçoğu kendisini ya feminist olarak ya da kadın hakları savunucusu olarak tanımlıyor. Feminizme, cinsel tacizler, tecavüzler, şiddet, öldürme, aynı iş yerinde aynı işi yapan kadinlara daha az ücret ödeme, ailenin ücretsiz işcisi kadınların emeklilik vakti geldiğinde yoksulluğa maruz kalması,, toplumdaki karar mekanizmalarında ağırlıklı olarak erkkelerin oturması çelişkileri var oldukça ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşılmadıkça feminizme ihtiyaç duyulacak.

İnşaat mühendisi Nesşe Erde kendisini feminist olarak tanımlamak için epeyce düşünmüş. 20 yıldır Chorweilerde faaliyet gösteren ve şu sıralar kendilerini Çember olarak adlandıran bir kadın grubuyla çalışan Neşe Erde:“Bunu cok düşündüm feminist miyim değil miyim diye. Her halde başta değildim.Ama sonradan kendim daha çok bilinçlendikçe feminist olmaya karar verdim. Feminist kimdir? Nedir? Eski anlamına göre feminist miyim, hayiır değilim. Daha doğrusu eskiden yansıtılan feminist kadınlar ya da feministlerden değilim. Ama yeni anlamına, değişen şartlara göre evet feministim. Ama sadece kadın haklarına karşı değil. Bütün insanlarin eşitlik haklarını savunan sadece kadınların değil, erkeklerin, hayvanların, eşcinsellerin haklarının da savunulması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda feministim evet.“

14 Subat 2020´de Köln´de Alter Markt alanını dolduran kadınların en gençlerinden biri olan Berfin podyumda hayli icçerikli ve kadın , insan hakları talepleriyle bezeli yaptığı konuşmasının ardından sorularımı yanıtlıyor.Üniversitede Tarih okuyan 20 yaşındaki Berfin anlatıyor::“Kadınların hakları için sokağa çıkmak femizm ise evet feministim. 21. yüzyılda yaşıyoruz. Hem de kadinların bu güne kadar eline aldığı hakları yeniden elinden alınıyor. Hem Türkiye de hem de Almanya´da bunu görüyoruz. Ve kadınlar 21. yüzyılda hala sokağa çıkmalılar ve hala hakları için mücadele veriyorlar. Gereklidir. Benim hayalim, erkek egemenliğinin yıkıldığı ve kadınların özgürce yasayacağı bir dünya. Ayrica feminizm ırkçılığa da karşı!“

About the author

Related